Tasarruf Diyerek Türk Hava Yolları Ve Çaykur’U Da Satacaklar

Tasarruf diyerek Türk Hava Yolları ve ÇAYKUR’u da satacaklar

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, kişisel Youtube kanalında gündemi değerlendirdi.

-Tasarruf diyerek Türk Hava Yolları ve ÇAYKUR’u da satacaklar

-Åžu anda vatandaÅŸlığımız satılıyor, topraklarımız satılıyor, ülkemiz resmen bir istilaya tabi tutuluyor

-Özgür Özel’e Arapça tabela cevabı…

-BTP Genel BaÅŸkanı Hüseyin BaÅŸ gündemi deÄŸerlendirdi

BTP lideri, hükümetin kamuda tasarruf paketi, CHP Genel BaÅŸkanı Özgür Özel’in Arapça tabela çıkışı ve iktidarın halkın tepkisine raÄŸmen sığınmacıları sahiplenmesi üzerine önemli deÄŸerlendirmeler yaptı.

Hüseyin BaÅŸ’ın açıklamaları ÅŸöyle;

“Kamuda tasarruf gerektirecek israfı kim yaptı? ”

“Kamuda tasarruf gerektirecek israfı kim yaptı? Tekrar tekrar sormak lazım, niye bu tasarruf tedbirlerini alıyoruz? Ne oldu da bu tasarruflara ihtiyaç duyuyoruz? Bir israf oldu, çok hunharca para harcandı. Nereye gittiÄŸi belli olmayan paralar vardı ve günün sonunda da tasarruf gerekti. Åžimdi kim yaptı bu israfı buna bakmak lazım. Tasarruf edilecek olan ÅŸeyler aslında bütçeye baktığın zaman devede kulak bile deÄŸil. CumhurbaÅŸkanının örtülü ödeneÄŸinde bir tasarrufa gidiyor musunuz veya uçak filolarına bakıyor musunuz, konvoylara bakıyor musunuz? Dolayısıyla memurun serviste iÅŸe gidip gelmesiyle veya üç tane kamu personelinin bir yere giderken uçak biletinin alınmasıyla tasarruf yapılacağını düÅŸünüyorsanız yanılıyorsunuz, hiçbir ÅŸey olmayacak! GeçiÅŸ garantili köprülere ödenen dövizler kamuda tasarruf kapsamında mı, uçuÅŸ garantili havalimanlarına ödenen paralar - ki bunlar hep dövize göre revize ediliyor- bunlar kamuda tasarruf kapsamında mı? ”

“Tasarrufa kamu bankalarından yandaÅŸ kanallara reklamı keserek baÅŸlayın”

Kamuda tasarruf yapacaksanız baÅŸlayacağınız en baÅŸlıca tasarruf ÅŸudur; kamu bankalarının yandaÅŸ kanallara verdiÄŸi reklamları kesin ve kamuda tasarruf yapmış oluyor musunuz olmuyor musunuz bakın. Öyle bir israf modeli, öyle bir gereksiz para

harcama modeli var ki kamunun bazı yerlerinde buna tasarruf yapmayı gerek görmüyorlar. Çünkü orada harcamalardan kendi ceplerini dolduruyorlar, yandaÅŸ kanallara reklam verdiriyor kendi cepleri doluyor veya iÅŸte belli organizasyonlar yapıyorlar, organizasyonun organizatörlüÄŸünü yandaÅŸa veriyorlar ondan tasarrufa gerek duymuyorlar. Tasarrufu aslında buralarda yapman gerekiyor ama dönüyorsun memurlara tasarruf yaptırıyorsun. Memur dediÄŸimiz de üst düzey memurlar falan deÄŸil, yani sokakta gördüÄŸümüz polis, öÄŸretmen. Bunlar hakikaten zar zor ay sonunu getiren, geçim problemi yaÅŸayan insanlar. Bunların servisine göz dikmiÅŸ bir yöntem. Emekli 10 bin lira alıyor buradan tasarruf arıyorlar, yani emekliye ne verirsen tasarruf etmiÅŸ olacaksın,  5 bin lira mı verelim emekliye. O zaman hiçbir ÅŸey verme!

“THY ve ÇAYKUR’u satma planı yapılıyor”

Bu ÅŸuraya götürecek ülkeyi, özelleÅŸtirmelere… Bunların, ‘araç almayacağız, tasarruf edeceÄŸiz’ demelerine bakmayın, hepsi hikaye. Åžu anda kasaya döviz sokmanın peÅŸindeler, temel gündemleri bu. Dövizi nasıl sokacaklar? Yıllardan beri kurduÄŸumuz, büyüttüÄŸümüz yatırım yaptığımız x ÅŸirketimizi daha satacağız. Nasıl SEKA özelleÅŸtirildi, POAÅž özelleÅŸtirildi, nasıl bunun gibi bir sürü firmamız özelleÅŸtirildi ise ÅŸimdi de baÅŸka firmalar furyasına baÅŸlanacak ve özelleÅŸtirme ile birlikte elimizden alınmaya çalışılacak. Türk Hava Yolları’na yapılan reklam yatırımları boÅŸa deÄŸil. THY özelleÅŸtirilmek istenen firmalardan biridir. ÖzelleÅŸtirilmesi çok büyük bir yanlış olur. Bunun yanı sıra ÅŸu anda ÇAYKUR sürekli zarar açıklıyor. ÇAYKUR’un aslında zarar falan ettiÄŸi yok, iÅŸin esasında içi boÅŸaltılıyor! Böyle bir bilanço ortaya konuyor ki yarın ‘bunu satıyoruz özelleÅŸtiriyoruz’ dediklerinde diyecekler ki, ‘bu kamuya yüktü, hep zarar ediyordu, bakın özelleÅŸtirdik, kamunun sırtındaki bir kamburdan kamuyu kurtardık’ demek için ÅŸu anda zarar açıklıyorlar.

“ErdoÄŸan sığınmacılar sayesinde hem para alıyor, hem dış destek”

Avrupa'nın sığınmacıları içine almamak üzerine ciddi bir direnci var. Dolayısıyla ÅŸu anda Avrupa'nın ve Yunanistan'ın Türkiye ile görüÅŸtüÄŸü iki tane temel unsur var. Bunlardan en önemli konu sığınmacı konusu, ikinci önemli konu da DoÄŸu Akdeniz konusu nitekim DoÄŸu Akdeniz'de Yunanistan bize raÄŸmen çok ÅŸey yapıyor. Ege'de adalarımız iÅŸgal altında. Ona raÄŸmen biz Yunanistan'a hiçbir ÅŸey söyleyemiyoruz. Bir gece ansızın gelebiliriz dediÄŸimiz, kafamızı bozma dediÄŸimiz ki CumhurbaÅŸkanımız bunları söyledi, Yunanistan'a ÅŸu anda biz hiçbir ÅŸey diyemiyoruz. Bunun da tek bir sebebi var, aman 3 kuruÅŸ daha para bulabiliriz, aman 5 kuruÅŸ daha para alırız…  Åžu anda vatandaÅŸlığımız satılıyor, topraklarımız satılıyor, ülkemiz resmen bir istilaya tabi tutuluyor. Temel konu sığınmacılar, ErdoÄŸan sığınmacıları içeride tutma hususunda gayretli, çünkü dışarıdan onayı, iktidarda kalabilmenin onayını sığınmacıları burada tutarak alıyor. Dış yatırımı da büyük oranda sığınmacıları ülkede tutarak alıyor. Bu bizim felaketimiz, ErdoÄŸan'ın ziyafeti olmuÅŸ oluyor. Buna karşılık ne alıyoruz? Para alıyoruz, direkt nakit para alıyoruz. ErdoÄŸan iktidarını daha da uzatmış oluyor, baÅŸka hiçbir ÅŸey yok!

Özgür Özel’e Arapça tabela cevabı

Arapça tabela niye asılır? Özgür Beye ÅŸunu hatırlatmak lazım; sığınmacılar Türkiye'ye yerleÅŸiyorlar ve yerleÅŸtikten sonra iÅŸletmeler açıyorlar. Bu iÅŸletmelere Arapça tabela asıyorlar. Yani, ‘Benim sana ihtiyacım yok, bana Türk müÅŸteri gelmesin’ diyor. O tabelaya Türk müÅŸteri gitmiyor, kim gidiyor? Yine

sığınmacı müÅŸteri gidiyor. Burada sosyolojik olarak unutulan bir nokta var; sığınmacılar buralar üzerinden kümeleÅŸiyor, gruplaşıyor, buraları kendilerine merkez haline getiriyor. Bunun Türkiye'deki demografik yapıya böyle bir zararı da var. Dolayısıyla bunların buluÅŸma mekanlarını da bir ÅŸekilde kendi kontrolünde tutabilmen lazım.

“Arapça tabeladan Araplar bile vazgeçerken…”

Katar, BAE gibi yerlerde Arapça tabeladan Araplar bile vazgeçerken, Latin alfabesiyle tabelalar asarken, bizim bu kadar Arap tabelasına sahip çıkan bir siyaset izlememiz yanlış. Bir de bunun ÅŸöyle bir tarafı da var; ErdoÄŸan Avrupa ülkelerine, ‘ben sığınmacıları tutuyorum siz de beni destekleyin’ mesajı veriyor, yani dış desteÄŸi sığınmacı üzerinden alıyor. Bunu gören ana muhalefet partisi genel baÅŸkanı da, ‘ben de sığınmacıları tutarım, ben de onlarla iyi geçinirim’ diyerek dışarıya bir mesaj

veriyor. Bak burada yine içeriye bir mesaj yok, vatandaÅŸa yönelik bir hesap yok, çünkü vatandaşın bundan rahatsız olduÄŸunu herkes biliyor. VatandaÅŸa raÄŸmen Türkiye'de bu kadar ısrar edilen baÅŸka bir politika belki de 100 yıllık tarihimizde olmamıştır. Dolayısıyla bu hususta yöneticilerin bu kadar ısrarcı olmasının sebebi dışarıdan onay alma çabasıdır. Özgür Bey de aynı yere oynuyor.”